Skip to main content
Ekim 13, 2021

Emisyon testlerinin geçmişi, bugünü ve geleceği

Emisyon testi, günümüzde birçok ülkede uygulanan yola elverişlilik muayenelerinin temel parçalarından biridir ve gelecekte çok daha sıkı kontrollere tabi tutulması beklenmektedir. Bu makalede, Autodata ekibi emisyon testlerinin geçmişini ve ilerleyen dönemlerde ne yönde gelişme kaydedebileceğini inceliyor.

Tamirhanelerde yapılan emisyon testleri genellikle karbonmonoksit emisyonları üzerinde yoğunlaşmakla birlikte, azot oksit (NOx), hidrokarbonlar ve ağır partiküller gibi diğer kirletici içerikleri de kapsamaktadır. Giderek daha fazla sayıda ülke ve ticaret bloğu da – genellikle karbondioksit (CO2) emisyonunu azaltmak amacıyla – yeni araç modelleri üzerinde laboratuvar kontrolleri yapmaktadır. Küresel CO2 emisyonlarının yaklaşık %25’i ulaşım araçlarından kaynaklanıyor ve bu araçların %13’ünü binek otomobilleri ve panelvanlar oluşturuyor.

İlk emisyon testlerinde sadece hava kalitesine bakılıyor ve genel partikül emisyonlarının azaltılması amaçlanıyordu. Emisyon testlerine ilişkin ilk yasa, 1966 model ve üzeri araçlar için California’da uygulamaya konuldu ve bu yasa 1968 yılında tüm ABD genelinde kabul edildi. Binek otomobillere yönelik ilk AB standardı 1970’te uygulanmaya başlandı ve uyumlaştırılmış Euro 1 standartlarının kurşunsuz benzine geçişi ve evrensel katalitik konvertör kullanımını zorunlu kıldığı 1992 yılına kadar aynı şekilde devam etti.

Emisyon testlerine ilişkin standartlar, giderek daha sıkı hale gelmeye devam etti. Son AB standardı Euro 6, maksimum NOx seviyesini yeni dizel araçlarda 80 mg/km, benzinli araçlarda ise 60 mg/km olarak belirlemektedir; buna karşılık 1992 yılında Euro 1 standartlarının benzinli ve dizel araçlar için belirlediği NOx seviyesi 1g/km idi. Bu oran, uygulanan ilk standarttaki gerekliliğin %6 ila %8’ine karşılık gelmektedir.

Üreticiler, araç modellerinin bu testlerdeki performansını iyileştirmek için çeşitli önlemler aldılar. Bunlardan bazıları düzenleyicilerin onayından geçemedi. Yüksek performanslı sürüş için emisyon kontrollerini atlatmak veya devre dışı bırakmak, ya da tam tersine, motor boşta çalışırken emisyonları azaltmak amacıyla kullanılan ‘yanıltıcı cihazlar’ buna örnek olarak gösterilebilir. Motor Kontrol Modülünde (ECM) yazılım içerebilen bu tür cihazlar, aracın tamirhanelerde yapılan emisyon testlerinden geçmesini sağlasa da, yolda uyum sorunlarına neden olmaktadır.

Ancak, birçok araştırmada bu konuya dikkat çekilmesine rağmen, laboratuvar testleri ve gerçek hayattaki performans arasında da giderek büyüyen bir fark mevcut bulunmaktadır. Uluslararası Temiz Ulaşım Konseyi, 2015 yılındaki raporunda araçların resmi CO2 emisyonları ile yoldaki performans arasındaki farkın %38’e ulaştığını belirtmiştir. Yakıt tasarrufu sağlayan start-stop özellikli sistemlerin ve hibrit güç aktarma organlarının da emisyonu azaltma konusunda yoldaki performansa kıyasla laboratuvarda daha etkili olduğu görülmektedir.

Laboratuvar veya tamirhane sonuçları ile gerçek yaşamdaki koşullar arasındaki farklılıkları gidermeye yardımcı olmak üzere, daha fazla sayıda ülke gerçek yaşamda yapılan sürüş testlerine ve her konfigürasyonla ilgili olarak güç aktarma organlarının kontrol edilmesine yönelik gereklilikler uygulamayı tercih etmektedir. Birleşik Krallık’ta, Ulaşım Bakanlığı’na (MoT) bağlı Sürücü ve Araç Standartları Kurumu’nun (DVSA) test politikası sorumlusu, tamirhanelerde yapılan emisyon testlerinin daha sıkı bir şekilde yapılması gerektiğine ve bu testlerin ulusal emisyon hedefleri arasında olacak şekilde kısmen duyurulacağına işaret etmiştir.

2018 yılında MoT testinde yapılan değişikliklerle, dizel emisyon testlerine yönelik daha sıkı kurallar belirlenmiş ve dizel partikül filtresinde (DPF) onaysız bir şekilde değişiklik yapılıp yapılmadığını kontrol etme zorunluluğu getirilmiştir. Bu durum, emisyonla alakalı nedenlerden ötürü muayeneden geçemeyen araç sayısında Mayıs 2018 tarihinden Şubat 2019 tarihine kadarki dönemde önceki 12 aya kıyasla %63 oranında bir artış olmasına neden olmuştur. Bu değişiklikler özellikle, emisyonla alakalı nedenlerden ötürü muayeneden geçemeyen araç sayısında aynı dönem içerisinde %116 oranında bir artış gözlemlenen hafif ticari araçları (LCV) etkilemiştir.

DPF’ler kurum partiküllerini filtrelemek üzere tasarlanmıştır ve Euro 5 standardına uyacak şekilde 2009 yılında dizel araçlar için standart hale getirilmiştir. DPF’li bir araç, eğer egzozundan mavi veya yağlı duman çıkıyorsa veya üzerinde oynama yapıldığını gösteren belirtiler varsa, MoT testinden geçememektedir. Eskiden tüketicilerin tıkanmış bir DPF’yi tamir etmek için – her ne kadar tavsiye edilmese de – genel olarak yaptıkları bir işlem de, DPF’nin dış tarafında bir delik açmak ve deliği kaynakla kapatmadan önce filtrenin içindekileri temizlemekti. Eski testte emisyon analizi yerine sadece gözle muayene yapıldığı için, DPF çalışmıyor durumda olsa bile MoT testinden geçmek mümkündü.

Autodata, tamirhanelerin emisyonlarla ilgili yeni yol testi gerekliliklerini karşılamalarına yardımcı olmak için bir dizel egzoz gazı arındırma modülü hazırladı. Bu modül, dizel arındırma ürünlerinin kullanımı, adblue doldurma, DPF yenileme ve seçici katalitik indirgeme (SCR) ünitelerini sıfırlama işlemleri hakkında bilgi içeriyor. Autodata, son bir yılda 98.000’in üzerinde veri talebiyle modülün kullanımında büyük bir artış olduğunu gözlemledi.

 Autodata Genel Müdürü Chris Wright şöyle söylüyor: “Emisyon testi, sektörün doğru, güncel araç verilerine duyduğu ihtiyacı ortaya koyan harika bir örnek.” “Hem düzenleyici ortamda, hem de eski araçların sınıflandırılma şeklinde yapılan değişikliklerle birlikte, tavsiye edilen rölanti devirleri, teste ilişkin yağ sıcaklıkları, rölanti konumunda lambda değerleri gibi verilere erişim artık hayati bir önem taşıyor. Otomotiv satış sonrası pazarına kapsamlı teknik verilerle destek sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz ve standartlar geliştikçe bu desteği sunmaya devam edeceğiz.”

Autodata’ın online tamirhane uygulaması 132 ülkede 85.000’in üzerinde tamirhane tarafından kullanıyor ve kullanıcıların son 30 gün içinde seçtikleri araçların %99’u için ayar ve emisyon verileri sunuyor. Autodata hakkında daha fazla bilgi edinmek veya Autodata’yı kendiniz denemek için lütfen www.autodata-group.com adresini ziyaret edin.

Share this article: